Mal Paylaşımı Nasıl Olur?
MAL REJİMLERİ
743 sayılı önceki Medeni Kanun’a göre “mal ayrılığı” rejimi yasal mal rejimi olarak kabul edilmişti. Mal ayrılığı rejimi, özellikle çalışmayan kadın aleyhine bir durum yaratmakta, evde çocuklarına bakan ve evin tüm işlerini yapan kadının emekleri karşılıksız kalmaktaydı. Toplumumuzda genellikle ekonomik gücün erkeklerin elinde olduğu düşünüldüğünde kadınların ne denli bir mağduriyet yaşadığı tahmin edilebilir. Bu olumsuzlukların giderilmesi amacıyla 4721 sayılı yasa kabul edilmiştir.01/01/2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı yeni Medeni Kanun ile yasal mal rejimi olarak “edinilmiş mallara katılma rejimi” kabul edilmiştir.
Yani 01/01/2002 tarihinden sonra evlenen eşler yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabidir. Ancak eşler yasal rejimi yerine kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul edebilirler. Eşler evlenirken evlendirme memuruna yapacakları bir beyan ile mal rejimini seçebilecekleri gibi, evlendikten sonra da diledikleri zaman mal rejimini anlaşarak değiştirme özgürlüğüne sahiptirler.
Bu durumda 01/01/2002 tarihinden önce evlenen eşler için hangi mal rejimi geçerli olacaktır? 01/01/2002 tarihinden önce mal ayrılığı rejimine, 01/01/2002 tarihinden sonra (eğer başka bir seçim yapmamışlar ise) edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olurlar.
EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ
Bu rejimde, edinilmiş mal ve kişisel mal olmak üzere iki çeşit mal kavramı bulunmaktadır. TMK.md 219 a göre edinilmiş mal; her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği mal varlığı değerleridir.TMK.md 219 a göre edinilmiş mal;
- Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
- Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar.
- Kişisel mallarının gelirleri,
- Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
- Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
- Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
- Manevi tazminat alacakları,
- Kişisel mallar yerine geçen değerler.
Artık değer kavramı da yeni Medeni Kanunun yürürlüğe girmesi ile hukuk literatürümüze giren bir kavramdır. Kısaca eşlerin her birinin mal rejimi süresince edindikleri malların –edinilmiş mal grubuna giren mallar- mal rejiminin tasfiyesi sırasında toplam değerinden, bu mallara ait borçlar çıkarıldıktan sonra bulunan miktar artık değerdir. Artık değerin tespiti için ekleme ve denkleştirme işleminin de yapılması gerekmektedir.
EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİNİN TASFİYESİ
Mal rejimi, evlilik birliğinin ölümle sona ermesi halinde ölüm tarihinden itibaren, boşanma veya evliliğin iptali halinde ise bu davaların dava tarihi itibariyle sona erer.Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ile ilgili olarak karşımıza iki çeşit dava çıkar;
Katılma alacağı davası; eşlerden her birinin mal rejimi süresince edindiği malların, ekleme ve denkleştirmeler yapıldıktan sonra elde edilen toplam değerinden bu mallara ait borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktarın yarısı talep edilir. Bu düzenlemenin dayanağı, evlilik süresince edinilen malların eşlerin dayanışması neticesinde elde edildiği fikridir. Katılma alacağı, eşlere ayni bir alacak hakkı sağlamaz yani malların ayni olarak paylaşılması söz konusu değildir.
Zina veya hayata kast gibi bir sebeple boşanma gerçekleşmiş ise hakim kusurlu eşin katılma alacağının azaltılmasına veya tamamen kaldırılmasına karar verebilir.
Değer Artış Payı Alacağı Davası; Eşlerden birinin diğer eşe ait bir malın edinilmesine, korunmasına, iyileştirilmesine hiç veya uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunan eş, tasfiye sırasında bu değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahiptir.
Bu davada öncelikle davacının katkısının kanıtlanması ve katkı oranının bulunması gerekir. Diğer eşe ait mala yapılan katkı nakit olabileceği gibi çalışma şeklinde yardım ederek, borç üstlenerek veya bir malvarlığı devrederek mümkün olabilir. Ancak çalışma ya da emek ile yapılan katkının aile hukuku ödevleri ve yükümlülüklerini aşan bir katkı olması gerekir. Zira TMK md.186 “Birliği eşler beraberce yönetirler. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.” demektedir. Örneğin kadının ev işleri ile ilgilenmesi ve çocuk bakması değer artış payına konu olmaz.
Maldaki değer artışı, değer artışının gerçekleştiği zamandaki değerin oranının tasfiye zamanındaki değere uygulanmasıyla değer artış alacağı payı tespit edilebilir. Değer artış payı, malın tasfiye sırasındaki değerine göre belirlenir, şayet malda değer kaybı olmuşsa katkının başlangıcındaki değer esas alınacaktır.
Katkı Payı Alacağı Davası; 743 Sayılı Yasanın yürürlükte olduğu dönemde yani 01.01.2002 tarihinden önce yapılan katkılar katkı payı alacağı davası ile istenebilir.
Daha açık bir ifade ile eşlerin katkıya yönelik istemleri;
01.01.2002 öncesi katkılarına yönelik istem katkı payı alacağı,
01.01.2002 sonrası katkılarına yönelik istem ise değer artış payı alacağı olarak adlandırılır.
Değer artış payı alacağından farklı olarak katlı payı alacağında katkı oranının dava tarihindeki karşılığına hükmedilir. Değer artış payı alacağında ise tasfiye anındaki karşılığına hükmedilir. Özel bir maddeye dayanmayan Katkı Payı Alacağı Davası Yargıtay kararları ile şekillenmiştir.